22 Ağustos 2013 Perşembe

 Sakin şehir Akyaka'ya 'altı kat'

     Haber: AYŞEGÜL DURSUN / Arşivi
     Türkiye ’nin dokuz sakin şehrinden (cittaslow) biri olan Akyaka’da 19 dönümlük zeytinlik alanın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından değiştirilen imar planıyla yapılaşmaya açılması, bölgede ‘betonlaşma’ korkusuyla tepkiye yol açtı. 

    Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka, Türkiye’nin doğal cennetlerinden Gökova’da. Akyaka Yerel Yönetim Platformu’nun
internet sitesinde yer alan bilgilere göre Gökova Özel Çevre Koruma Alanı’nda, Akyaka Belediyesi sınırları içinde yer alan 19 bin 300 metrekarelik zeytinlik alan, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca özelleştirme programına alınarak yeniden imar planı yapıldı. Platform, ön hazırlık ve jeolojik etütler yapılmadan, Şehir Plancıları Odası ile Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü görüşleri alınmadan hazırlanan yeni plana itiraz etti. Platform, bu planla, Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde kalan ve yavaş şehir statüsünde olan Akyaka’da çok katlı yapılaşmanın önünü açmasından endişe duyuyor. İnternet üzerinden başlatılan imza kampanyasında, plan değişikliğinin iptal edilmesi isteniyor.
    Akyaka Yerel Yönetim Platformu, Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e yazdıkları dilekçede doğayı ranta feda ederek büyümeyi öngören imar planlarına tepkilerini dile getirdi. Dilekçede, tüm Akyakalıların ortak yararlanma hakkı olan bu kamusal alanın imar planı yetkisinin Akyaka Belediyesi’ne devri istendi. Alandaki zeytin ağaçlarının yasal korumaya alınması da talep edildi. 
Belediye Başkanı: İtiraz ettik ama reddedildi 

Radikal’e konuşan Akyaka Belediye Başkanı Ahmet Nalçacı, Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) sınırları içinde olan Akyaka’nın imar planı yeniden yapılırken Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün görüşü alınmaksızın konut alanının genişletilmesine itiraz ettiklerini ancak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca reddedildiğini söyledi. Planda yer alan “Yapılara, yapının cephe aldığı yoldan kot verilir” ibaresine de itiraz ettiklerini belirten Nalçacı, arazinin eğimi dikkate alındığında çizilen örnek projelere göre çatı katı dahil altı katlı bina yapılmasının mümkün hale geldiğini anlattı. Nalçacı, Akyaka’nın mevcut planında “Azami kot, bina köşe noktalarının ortalamasıdır” şeklinde bir düzenleme varken, çok katlı yapılaşmayı mümkün kılan kot düzenlemesinin kaygı verici olduğunu söyledi. Mevcut imar planlarında Akyaka’da binaların yüksekliği iki-iki buçuk katla sınırlı tutuluyor.


1 Ağustos 2013 Perşembe

GÖKOVA'DAN GEÇEN ANTİK YOLLAR

Mehmet BİLDİRİCİ

 Tarih boyunca Gökova olarak bildiğimiz ve geniş bir alanı kaplayan bu bölgede önemli tarihi olaylar geçmiştir. Bu tarihi bilgilerden ve çevremizdeki kalıntılardan çevremizden önemli eski yolların geçtiği anlaşılmaktadır. Önemli tarihi olaylar şunlardır:
 M.Ö. 546 yılında Harpagos Komutası'ndaki Pers (İran) orduları bütün Karia Bölgesi içinde bizim yöremizi de Pers İmparatorluğu'na katmıştır. İkinci önemli olay M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in Makedonya Ordusu ile bölgemizin içinden geçmesidir. O zamanlar düzenli yol olmadığından bu güzergahı tespit etmek zordur. Daha sonra Romalı ünlü devlet adamı J. Sezar buradan geçerek Rodos Adası'na gitmiştir.
 Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Büyük Sultan Kanuni Süleyman 1522 yılında Rodos'un fethi için karadan bir sefer düzenlemiş, bu bölgeden orduları ile geçmiştir.
Bölgemizdeki antik yolların Roma döneminde, diğer yollarla birlikte 1. veya 2. yüzyılda yapıldığı kabul edilirse, Kanuni Süleyman'ın bu yolları kullandığı kesindir. Şüphesiz yer yer bakım ve onarım yapılmıştır.
Ula'dan gelen bir yol dağdan, Akyaka'nın yaklaşık 10 km kuzey doğusunda Mersin Pınarı (Çaydere) mevkiinde ovaya inmektedir.
Bol yol üzerinde 1990 yılında iki defa Levent Gölcüklü ile yaptığımız incelemede yolun Çaydere'den Ula'ya doğru yükselmeye başladığı kısımda yaklaşık 3 km lik kısmı sapasağlam durmaktadır. Yolun ortalama genişliği 1.60 m dir. Yolun kaplamasında 30 - 40 cm kalınlığında taşlar kullanılmıştır. Bazı yerlerde kaplamalar bozulmuş bazı yerlerde orijinal halinde bugüne gelmiştir. Yolun enine eğiminin dik olduğu yerlerde 2 m ye varan kuru taştan istinat duvarları vardır. Yolun yakın zamanlara kadar kullanıldığını, amcasının bu yoldan defalarca atla geçtiğini Levent Gölcüklü hatırlamaktadır.
Yolun ovaya indiği kısımda yörede görülen sarnıçların en eskisi kabul edilebilecek tipik bir sarnıç bulunmaktadır. Sarnıççın önünde eski bir çeşme ve çeşmeye ve sarnıca su getirdiği anlaşılan üstü kapalı bir su yolu da dikkat çekicidir. Çeşme yalağındaki taşların düzgün oluşu eski olduğunu belirtmektedir.
Yol ovaya indikten sonra Çıtlık istikametine devam etmekte ve burada etrafı kapalı ve çevre sularının suni göl oluşturduğu mevkiden geçmektedir. Bu mevkide yol 2 m kadar yükseltilmiştir. Burada yerine yenisi yapılan eski bir köprüde bulunmaktadır. Yolun ileride iki ayrıldığı birinin Çıtlık'a diğerinin de Gökova'ya (Kozlukuyu) gittiği belirtilmiştir. Harita çalışmalarda bunu doğrulamaktadır.
Eski yolların Marmaris tarafına gittiğini kanıtlayan, kalıntıda Akçapınar Deresi üzerinde bulunan köprü ayağıdır. Varlığını ilk defa Selim Edhem'den duyduğum köprü ayağı, bugünkü Muğla - Marmaris yolunun Akçapınar Deresi üzerindeki büyük köprünün 399 m deniz tarafındadır. Sadece bir gözü bulunan ve kuzeyde yaklaşım yolunun olduğu köprüde, balıkçılar resimli taşların olduğunu söylemektedir.
Piri Reis'in "Kitabı Bahriye" adlı kitabında körfez sonunda iki su olduğu ve birinin kemerli su olduğu belirtilmektedir. Bu bilgilerden ve yapılış tekniğinden yollarla birlikte, bu köprünün de Roma döneminde yapıldığı kabul edilebilir. Gerçekten köprü ayağı ve yan duvarlarındaki taş işçiliği gayet düzgündür. Ancak onarım gördüğü de kullanılan taşlardan anlaşılmaktadır.
Köprü ne zaman yıkıldı Bu konuda bilgi bulunmamakta ve Akçapınar'da şunlar anlatılmaktadır. 1994 Temmuz'unda beni buraya götüren esmer, yaşlı balıkçı, talihsiz bir gelinin düğün alayı buradan geçerken köprünün yıkıldığını büyüklerinden duyduğunu söylemiştir ...
(Akyaka'yı Sevenler Derneği'nin çıkardığı Bülten için hazırlanmıştır)

GÖKOVA TARİHİ KONUSUNDA KAYNAK KİŞİLER ve ARAŞTIRMACILAR



Ocak 2003

MEHMET BİLDİRİCİ

Araştırmacı, Yazar

Gökova Akyakaya'yı Sevenler Derneği Üyesi
Bir atasözü:
Out kekik, kuşu keklik, olan yere gitme
Out saz, kuşu kaz, olan yere git.
     Bu bölümde Gökova-Akyaka'nın (İDİMA) tarihine ışık tutan, antik çağdan bu güne tarihçi, araştırmacı, ve yazarlar hakkında kısa bilgiler ve onların İdima hakkında yaptıkları yayınlar, tarihi perspektif içinde ele alınmıştır.
İDİMA'DAN GÖKOVA AKYAKA'YA ÇOK ÖNEMLİ OLAYLAR VE BİLİNEN TARİHİ KİŞİLER
İLK İDİMA İSMİNİN GÖRÜLMESİ:
İdima ismi ilk defa M.Ö. 453-452 yıllarında Delos Birliği Vergi listelerinde görülmektedir.


ADINA BASILMIŞ PARA

Bir tarafında tanrı Pan başı, bir tarafında IDUMION ismi görülmektedir. (M.Ö. 5. Yüzyıl ?)
İDİMA'DAN BİLİNEN İLK TARİHİ KİŞİ

PAKTYES (Karialı Yönetici M.Ö. 5.yüzyıl)
İdima ilk altın çağını yaşıyor



İDİMA DELOS DENİZ BİRLİĞİNDE (M.Ö. 452-440)
ISPARTALI AMİRAL LYSANDROS SEDİR ADASINI ELE GEÇİRİYOR (M.Ö. 405)
 
KRAL MAUSOLOS (M.Ö.377-353)
Halicarnassos'da (Bodrum) kral oluyor. Dünyanın 7 harikasından Mausolos anıtını yaptırıyor. Bölgeyi yönetiyor. Kaya mezarların çoğu bu döneme ait, bölgede ikinci altın çağ. Karia'lı olan Mausolos, Karia'yı Helen uygarlığına açıyor.

BÜYÜK İSKENDER (Alexander The Great) ORDUSU İLE GEÇİYOR (M.Ö.334)
Bölgenin kültürel ve siyasi yapısı köklü olarak değişiyor.
Bölge Türk yönetimine kadar Helen uygarlığına açılıyor.